“Başkanlığa Hayır” diyen öğretmenler kazandı

 

Referandum öncesi "Başkanlığa Hayır" başlıklı basın açıklaması yaptılar diye cezalandırılan öğretmenlere Anayasa Mahkemesi'nden iyi haber geldi.

“Başkanlığa Hayır” diyen öğretmenler kazandı

Tarih 5 Nisan 2017’ydi. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak ifade edilen yeni sistem için yapılan Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulacağı 16 Nisan Pazar gününe artık günler kalmıştı.

Getirilmek istenen yeni sistemin yoğun olarak tartışıldığı günlerdi. Referandum öncesinde değişikliğe ilişkin lehte ve aleyhte olan siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, sendikalar, dernekler ve toplumun geniş kesimlerinden kişi ve örgütler toplantı ve gösteriler düzenliyordu.

Bu atmosferde 5 Nisan günü Eğitim-Sen Antalya Şubesi Attaolos Heykeli önünde “Başkanlığa Hayır” başlıklı bir basın açıklaması yapmak üzere toplantı düzenledi.

Polis tutanağına göre kalabalık 15.20’de toplandı. “Eğitim ve Bilim Emekçileri Olarak 16 Nisan Referandumuna Hayır Diyoruz” ile başlayan bildiriler dağıtıldı. “Başkanlığa Hayır”, “Geleceğimiz İçin Hayır”, “Askeri ve Sivil Darbelere Hayır” sloganları atıldı. Eylem 25 dakika sürdü. Yine tutanaklara göre polis müdahale etmedi. Kalabalık dağıldı.

Ancak Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı İdari Yaptırım Bürosu eyleme katılan öğretmenlere, “Kabahatler Kanunu’na muhalefet” ten 227 TL idari para cezası kesti.

Öğretmenler sendikal kapsamda barışçıl bir basın açıklaması yaptıklarını belirterek itiraz etti. Sulh Ceza Mahkemesi, valilikten izin alınmadığı gerekçesiyle itirazı reddetti.  Öğretmenler konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

 

“Devlet Hataya Düştü”

Yüksek Mahkeme yaptığı incelemede şu değerlendirmelerde bulundu:

Başsavcılık ve derece mahkemesinin gerekçeleri göz önüne alındığında söz konusu eylemin kanunda propaganda için belirlenen süre içinde yapılmaması nedeniyle başvuruculara idari yaptırım uygulandığı anlaşılmıştır.

Basın açıklaması halk oylamasından on bir gün önce yapılmış, Başsavcılık ve derece mahkemesince bu durum propaganda serbestliğine aykırılık olarak değerlendirilmiştir.

Hâlbuki 298 sayılı Kanun’da belirlenen on günlük süre özel propaganda faaliyetlerine ilişkin olup yalnızca söz konusu süre içinde yapılan faaliyetler seçimlerin yönetim ve denetimine dâhil, 298 sayılı Kanun hükümlerine tabidir.

Hataya düşülerek açıkça kanun kapsamına girmeyen bir eylem nedeniyle başvurucular idari para cezasıyla cezalandırılmıştır.

Bu sebeple başvurucuların katıldıkları basın açıklamasına kolluk kuvvetleri herhangi bir müdahalede bulunmamış olsa bile başvurucuların daha sonra idari para cezası ile cezalandırılmalarının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yönelik bir müdahale olduğu kabul edilmelidir.

 

HÜKÜM: TOPLANTI VE YÜRÜYÜŞ DÜZENLEME HAKKI İHLAL EDİLDİ

Anayasa Mahkemesi yaptığı incelemenin sonunda şu hükmü kurdu:

Açıklanan gerekçelerle;

Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

Anayasa'nın 38. maddesinde güvence altına alınan suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

Kararın bir örneğinin suç ve cezaların kanuniliği ilkesi ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,

Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

OYBİRLİĞİYLE karar verildi