Corona Virüs ve Tüketici Hakları
Çin’de başlayan Corona virüsü kısa sürede bütün ülkelere yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü Corona Virüsün dünya genelinde yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalık olarak kabul ederek Pandemi ilan etti. Dünyada hızla yayılan virüs, insan sağlığını tehdit etmekle birlikte dünya devletlerinin yönetim biçimleri ile birlikte ekonomik sosyal ve kültürel yönden de yeniden sorgulanmasına neden oldu. Her şey normale döndüğünde kamucu yönetimi yoksa rekabetçi yönetim mi çok tartışılacağa benziyor
Yeni liberalizmi tercih eden bazı ülkeler ekonominin durması yerine vatandaşlarının ölmesini tercih etti. İnsan hayatının artık bir kıymetinin olamadığı, paranın ise her şey olduğu adeta bir fetiş haline gelen piyasa ekonomisini tercih etti. Ancak baskılara dayanamayarak sürü bağışıklığı yönteminden vaz geçti ancak binlerce yurttaşının virüs kapmasına ve ölümlerine neden oldu.
Ekonomisini düşünen sistemin uzantıları, Salgın hastalık nedeniyle ihtiyaç duyulan bazı temel ihtiyaç malzemeleri ve sağlık malzemeleri üreten, satan firmalar fahiş fiyatlar uygulamasıyla kar odaklı politika uygulayarak halk sağlığını hiçe sayan firmalara karşı savaş açmak zorunda kaldı.
Liberal yönetimler eğitimden sağlığa, gıdadan, enerjiye ve sanayiye kadar birçok alanda devlet politikalarını şirketlerin insafına bırakmış ve tamamen kar amaçlı yatırımları öncelemiş halkın temel gereksinimlerini piyasa koşullarına teslim etmişler.
Beklenmedik zamanda ortaya çıkan virüs kartların yeniden karılması gerektiğini ortaya koydu. Teknolojideki gelişmelerle kendilerini dünya devi sanan ülkeler küçük bir virüsle yerle bir oldular. Binlerce vatandaşının canına mal olmasını milyonlarcası ise virüsle yaşamak zorunda kalmasını engelleyemedi.
Dünya jandarması olan devletler bireylerin kendilerini koruması konusunda sürekli çağrı yapmak durumunda kaldı.
Tüketicilerin ekonomik çıkarlarını koruma noktasında yetersiz kalan sistem yöneticileri tüketicilerin teme gereksinimlerini karşılama noktasından da yetersiz kalmaktadır.
Virüsle birlikte milyonlarca işsize yeniler eklenecek kapanan okullar, dershaneler, gidilemeyen oteller, iptal edilen turlar, tüketicileri yeni hak arama savaşına yönlendirecek
Özelleştim yalandır talandır
Küçük virüs bizlere yeni liberal politikaları benimseyen hükümetlerin gıda, sağlık, eğitim, iletişim gibi hayati önem taşıyan sektörlerin kar amaçlı para kazanmaya odaklı şirketler piyasanın insafına terk ettiğini gösterdi. İşsizliğin milyonlarla ifade edildiği günümüzde açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonlarca tüketicinin hanesine faturalar yağarken çaresizlik çığlığa dönüştü bu durum bizlere özelleştirmenin yalan ve talan olduğun bir kez daha hatırlattı.
Tüketici Hakları Derneğinin Çağrısı dikkate değer; Toplumun Yaşadığı Bu Kriz Döneminde Açlık Ve Yoksulluk Sınırı Altında Yaşayanların Kullandıkları Elektrik Ve Doğal Gaz Bedelleri Sosyal Devlet Anlayışı Gereğince Devlet Tarafından Karşılanması, Elektrik ve doğal gazdan %18 oranında en haksız bir tüketici vergisi olan KDV kaldırılmasıdır. 06.04.2020