Dolaylı vergi
Vergilendirme 1982 Anayasa’sının 73’üncü maddesinde, kamu giderlerinin karşılanması, kanunilik, mali güç, genellik, eşitlik, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkeleri ile birlikte anayasanın genelinden ve bazı özel hükümlerinden çıkarılan hukuk devleti ilkesi, sosyal devlet ilkesi ve hukuki güvenlik ilkesiyle sınırlandırılmıştır.
Türkiye’de vergilendirme sistemi çağdaş demokrasilerde olduğu gibi temelini Anayasa’dan almaktadır. Vergilendirme 1982 Anayasa’sının 73’üncü maddesinde, kamu giderlerinin karşılanması, kanunilik, mali güç, genellik, eşitlik, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı ilkeleri ile birlikte anayasanın genelinden ve bazı özel hükümlerinden çıkarılan hukuk devleti ilkesi, sosyal devlet ilkesi ve hukuki güvenlik ilkesiyle sınırlandırılmıştır.
Sosyal Devlet İlkesi
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet kavramı bir toplum içinde sosyal adaletin, sosyal refahın ve sosyal güvenliğin sağlanmasını amaç olarak benimsemektedir. Sosyal devlet, görevlerini yerine getirebilmesi için ekonomiye müdahale ederek gelir ve servet dağılımını adil bir duruma getirmelidir. Kişiler de sosyal devletin sosyal niteliği gereği, elde ettikleri sosyal haklar yanında bazı ödevleri yerine getirmek ve kanunların öngördüğü özverilere katlanmak zorundadırlar. Bu kapsamda sosyal devlet vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtmalıdır. Bakanlar Kurulu maliye politikasını belirlerken sosyal amacı uygun eşit ve adaletli vergi politikalarını uygulamaya koymalıdır.
Vergide Eşitlik İlkesi
Vergide eşitlik ilkesi yürüklükte bulunan Anayasamızın 10’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre 1’inci fıkrasında, “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir”. Vergi ödevinin düzenlendiği 73’üncü maddenin 1’inci fıkrasına ise; “Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür”. Bu iki fıkra hükmü birlikte değerlendirildiğinde, vergi ödemek bakımından herkese kanun önünde eşit davranılacak, vergi yükümlülüğü bakımından, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebepler farklık gösteremeyeceği anayasada hüküm altına alınmıştır. Ancak vergi ödemede kimlerin eşit ve kimlerin farklı kabul edileceklerinin takdirinin yasama organına bırakmıştır. Bu durumda, vergilendirmede eşitliği gerçekleştirecek olan makam yasama olarak belirtilmiştir.
Dolaylı Vergi Dünyanın En Adaletsiz Vergisi
Yasama organı vergi yükümlülüklerimizi düzenlerken dünyaca belirlenmiş vergi adaleti ilkelerine önem vermelidir. Devlet gelirleri içinde zora tabi olan vergilendirme, vergide mali ilkeler, vergide iktisadi ilkeler ve vergide adalet ilkesine uygun olarak düzenlenmelidir. Çağdaş ülkeler arasında gelişmiş olanlar ülkeler vergi sistemini kurarken; toplumdaki bireylerin ödeme gücü, bireyler arasında ayrım yapmama ve bireylerin kamu hizmetleriyle vergi arasında ilişkiyi dikkat etmeleri ve vergide eşitlik ilkesini rehber edinmelidir.
Yasama organı, yetkisini kullanırken dünyada en adaletsiz vergisi olarak bilinen dolaylı vergileri bir kazanç ve bütçede açık giderme kalemi olarak görmemelidir. Vergide eşitlik ilkesine uygun olarak az kazanandan az, çok kazananda çok vergi alınması için düzenlemeler yapmalıdır. Ülkemizde vergi gelirlerinin yüzde yetmişe yakınının dolaylı vergilerden elde edilmesi vergi düzenlemelerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini göstermektedir.
Yeni seçim yeni indirimler
Yasam organı dışında vergi düzenleme yetkisi bakanlar kurulunun verilmiştir. Bakanlar kurulu vergi afları çıkartarak vergi ilklerini dikkate almamıştır. Özellikle seçim önceleri dolaysız vergilere af ve lüks malların vergilerde KDV, ÖTV(Dolaysız) de indirme gitmiştir. İndirim uygulanan mal ve hizmetlerin niteliğine bakıldığında Lüks yat ve kotralardaki kapsamaktadır. Elektrikli ev aletlerinde KDV VE ÖTV indirilmesi tüketiciler için mi yoksa sektörün canlandırılmasına dönük uygulama mıdır bu durumda gerek sektör temsilcilerini gerekse hükümet yetkililerinin açıklamalarında yerini bulmaktadır.
Vergilendirme sistemi seçim rüşvetine mi?
Her seçim öncesi çıkarılan vergi afları vergilendirme sisteminin işleyişinde sorunlar oluşturmaz mı? Vergi affıyla, vergisini zamanında ödeyen vatandaşlara yapılmış haksızlık sayılmaz mı? Vergi ödemeyenlere af getirilmesi, vergisini ödemeyenlere ödül anlamını gelmez mi? Vergisini zamanında ödeyen vatandaşı, acaba bende vergimi ödemesem, düşüncesini teşvik etmez mi? Ülkemizde vergilerin “vergi, resim, harç ve benzeri malî yükümlülüklerin muaflıkların, istisnaların ve indirimlerin oranlarını” belirleme yetkisi Anayasamız da bakanlar kuruluna verilmiştir. Bakanlar kurulunun bu yetkiyi her seçim öncesi af-indirim olarak kullanılması düşündürücü değil mi?
Haksız tüketim vergisi kaldırılmalıdır
Dolaylı vergilerin genel bütçe içerisindeki payı mutlaka azaltılmalı. Vergilendirmenin evrensel ilkeleri ülkemizde mutlaka yaşam bulmalıdır. Vergilerde bir indirime gidilecekse Tüketicilerin temel gereksinimlerini karşıladıkları su, gıda elektrik, telefon gibi mal ve hizmetlerden Katma Değer Vergisi (KDV) Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) kaldırılmalıdır. 15.01.2018
Ergün Kılıç
Tüketici Hakları Derneği
Genel Başkan Yardımcısı