İşçi Ücretleri Haczedilebilir mi?
Son zamanlarda çalışanların ücretleri üzerine haciz işlemleri sıklıkla başlarına gelmektedir.
Virüs salgını nedeniyle birçok işyerinde işlerin durması, çalışanların geçim sıkıntılarına düşmelerine neden olmuştur. İşçiler bu ihtiyaçlarını karşılamak üzere borçlanarak hayatlarını sürdürmek zorunda kalmışlardır.
Birçok çalışan aldığı borcunu veya faturalarını ödeyemez duruma düşmektedir. Alınan ücret çoğu zaman temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı gibi aldığı borçları da ödeyemez hale gelmektedir.
Birçok bankadan alınan kredi kartları ile yapılan alış, verişler, tüketici kredileri veya alınan çeşitli ihtiyaç maddeleri ( telefon, elektrik, su, telefon konuşma bedeli vb. gibi) borçlar ödenemez hale gelmekte ve bunlar haciz yoluyla tahsil edilmektedir.
Çalışanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için yetmeyen ücretlerine ek olarak borçlanmaktadırlar. Alınan borçların vadeleri geldiğinde bu borçlar ödenememekte ve çalışanlar aileleriyle birlikte zor durumda kalmaktadırlar.
İşçi genellikle aldığı ücretle geçinen kimseler olduğundan temel olarak, ücret gelirleri haciz yoluyla tamamıyla ellerinden alınamaz. İşçilerin ücretlerinin belirli bir kısmının haczedilemezliği öteden beri ücret alacağını koruyan mevzuat hükümleri içerisinde yer alır.
İşçi ile alacaklı arasında genel yarar ilkesinin bozulmayacak şekilde bu konunun da çözümlenmesi gerekmektedir. Esas güçlük karşılıklı olarak burada yatmaktadır. İşçinin ücretlerinin tamamının haczedilemeyeceği ve bir sınırlamaya tabi olduğu görülmektedir. İşçinin aylık ücretlerinin dörtte birinden fazlasının haczedilemeyeceği ise iş kanunun 35. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.
Alacaklının sıfatının( devlet dahi olsa) ve borcun niteliğinin ( vergi vb. gibi) ne olursa olsun işçi ücretinin dörtte birinden fazlası haczedilemez. Hatta işçinin ücretinden kesinti yapılması sonucu ortaya çıkan durumun, işçinin bakmakla olduğu ailesinin üyeleri için hâkim tarafından takdir edilecek bir miktar daha bu haciz edilen tutara dâhil değildir.
Hâkim, işçinin ücretinden kesilen dörtte birinin haczi halinde, kalan miktar bakmakla olduğu aile üyeleri için yeterli olmadığını takdir ederse, bir miktar ücretin daha haczedilemeyeceğine karar verebilecektir.
İş kanunda öngörülen bu hacız yasağı bütün alacaklarda aynı değildir. İstisnası nafaka borcu alacaklarıdır. İşçinin aile üyelerinden birine (ana, baba, füru, kardeş, eş gibi) nafaka ödemeye mahkûm edilmiş ise ücretin haczedilemeyen kısmı üzerine de haciz işlemi yapılabilecektir.
İşçinin tek geçim kaynağının ücret olduğu dikkatte alındığında kuşkusuz hacizden sonra elinde kalan ücretin, işçinin yaşamasını ve varsa diğer kanunu nafaka borcunun ifa edebilmesi için gereksim duyduğu yeterli paranın kendinde bırakılması şarttır.
İş kanundaki ücret haczini sınırlayan hüküm emredici hukuk kuralı niteliğindedir. Bu nedenle özel sözleşmeler ile işçinin bu hakkı ortadan kaldırılamaz veya sınırlandırılamaz.
İşçinin çalışma karşılığı elde ettiği ücret aynı zamanda onun yaşamasını sağlayan yegâne varlık sebebidir. İşçinin ücreti haciz edilirken bu sınırlayıcı hükümler onun tekrardan iş gücüne katkı sağlamasını ve yaşam hakkının korunmasını da sağlayıcı tedbirlerden olduğu dikkate alınmalıdır. 04.08.2020