Tüketmesek, Tükenirler
İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayıldı ve etkileri bakımından tüm dünyayı sardı. Sanayi devrimi ile birlikte üretimde; el aletlerinin yerini makineler aldı, feodal üretimden seri üretime geçildi ve seri üretimde ihtiyaç fazlası malda patlaması yaşandı.
İngiltere'de başlayan sanayi devrimi, daha sonra diğer Avrupa ülkelerine yayıldı ve etkileri bakımından tüm dünyayı sardı. Sanayi devrimi ile birlikte üretimde; el aletlerinin yerini makineler aldı, feodal üretimden seri üretime geçildi ve seri üretimde ihtiyaç fazlası malda patlaması yaşandı.
Sanayi devrimiyle, uluslararası ticaret hızlandı büyük şirketler kuruldu sermaye birikimi daha da yoğunlaştı büyük fabrikalar açıldı yeni bir sosyal sınıf yani işçi sınıfı doğdu. Zengin sanayisi gelişen ülkeler hammadde kaynakları ve pazar alanları bulma yarışı içine girdi, bu durum rekabete yol açtı.
Sanayi devriminin bir başka boyutu ise teknoloji alanlarında ki gelişmeler, makineleşmeyle seri üretime geçilmesi işsizlikte oranlarında artışa neden oldu. İşsizliğin artması, üretim gücünün önemli bir unsur olmasına karşın ucuz olmasının da yolunu açtı. Böylece çalışma hayatında yeni bir döneminde başlangıcı oldu.
Tüketim Varsa, Üretimin Anlamı Var
Firmalar, tüketici davranışları ve tüketici eğilimlerini belirlemek için çok sayıda pazar analizi çalışmaları yapıyorlar. Firmalar yaptıkları pazar analizinde, tüketicilerin cinsiyet, yaşı, gelir durumu, eğitim düzeyi, mesleği gören hangi tür mal ve hizmeti tükettiklerini belirleyip sosyo-kültürel çevre ve özellikle dikkate alarak üretimlerinin yönünün belirlenmesinde kullanmaktalar. Üretim fazlalığı ürünlerin pazarlanmasında, kitle iletişim araçlarıyla yapılan reklam ve tanıtım faaliyetleriyle tüketimi sembolleştirip imajlar oluşturarak bir yaşam düzeni olduğu inancının tüketicilere aşılanmasına yönelmiştir.
Tüketimde, Sembol Ve İmaj
Tüketim Kültürü sembol olarak kullandığı “beden” imajını incelersek; Tüketim kültürü, piyasa hakim firmaların ürettiklerini tükettirmek üzere satış politikaları geliştirmekte, Anneler günü, babalar günü, sevgililer günü vb Bir başka sembolde tüketicinin bedeni, firmalar tüketici kendi bedeni hakkında olumlu düşüncelere sahip olması için güzellik, seksilik, incelik, uzunluk bakımlılık vb imajı yaratacak. Tüketici başkalarının gözünde kendi bedenini güzel bir görüntü veya güzel bir kişi inşasıyla bu sayede insanların kusurlu görünümlerinden kurtulacakları ve sahip oldukları yeni bedensel görüntülerinden daha fazla zevk alacakları, mutlu olacakları, yaşam fırsatlarını gerçekleştirecekleri, eğelenecekleri kişi olacağı imgesini oluşturma çabasıdır.
Beden Tüketime Hazır
Evet, Kapitalist ekonomik piyasa, önce imajlar semboller imal ederek belirlediği imajlar ve semboller üzerinden yeni tüketim nesnelerini üretmektedir. Tüketim için sembolleşen beden, firmalar açısında tüketmeye hazır pazarı olarak karşımıza çıkacaktır. Tüketicinin sembolleşen bedeni nasıl tüketir, sürekli saç bakımı-tasarım, spor, hazır giyim, cerrahi, kozmetik, kullanımı vb bedenini sürekli yeniden düzenleme isteği ile sürekli tüketim yapmak durumunda kalacak. Kapitalist ekonomide kadın bedeni ve cinselliğinin inşası bu kadar öne çıkarılması da kapitalist tüketimin daha çok kazanması uğruna yapılmaktadır. Günümüzde teknoloji ve iletişimin de gelişmesiyle tüketiciler temel gereksinimleri yerine yaşamsal önemi olmayan mal ve hizmetleri tüketmeye, tüketen toplum olmaya yöneltip, kapitalist firmaların karına kar katacağı unutulmamalıdır.
Tüketmezsek, Tükenirler!..
Kapitalist ekonomi sistemi, piyasaya hakim firmaların ürettiğini, semboller ve imajlar oluşturarak tüketicilerin tüketmesi üzerine kurduğunu biliyoruz. Bilinci tüketici örgütlü tüketici” sloganında yola çıktığımızda; tüketim kültürü tuzağına düşmeden satın alma davranışlarımızı temel gereksinimlerimizi ön planda tutarak belirler ve satın alırsak, piyasaya hakim olan firmaların ürettiklerini değil tüketicilerin temel ihtiyaçlarını ön planda tutan kaynaklarımızı etki ve verimli kullanan üretim anlayışını hakım kılarız.
Bilinçli tüketiciler olarak biliyoruz ki biz tüketmezsek, onların ürettikleri mal ve hizmetlere talep yaratmayıp satın almazsak, ticari yaşamlarını sürdüremez, yok olurlar. Dolayısıyla en güçlü holdinglerin dahi bilinçli, örgütlü tüketiciler karşısında tüketicinin iradesine boyun eğerek bilinçli ve örgütlü tüketicinin hakkını gözetmek durumunda kalacak üretimlerini de buna göre düzenleyeceklerdir.
24.12.2015