Ülkemizi Ciddi Bir Kaosa Sürükleyen Ve Tüm Dünyanın Gözü Önünde Oynan Ortaoyununu Şiddetle Kınıyoruz!
Dün akşam İstanbul ve Ankara'da başlayan darbe girişiminin ve kargaşanın baş sorumlusu; yolsuzluklara, hırsızlıklara, her türlü pisliğe bulaşmış, ayrıştırıcı ve bölücü politikalarla halkı birbirine düşman eden, uluslararası camiada itibarını ve inandırıcılığını yitirmiş AKP iktidarıdır.
Ülkemiz dün akşam bir darbe girişimine sahne olmuş ve ilk belirlemelere göre 200’e yakın insanımız hayatını kaybetmiş, 1500’den fazla insanımız yaralanmış, ulusumuzun iradesini temsil eden TBMM bombalanmıştır.
Yurttaş olarak 19 yıldır Türkiye siyasi tarihinde Post modern, E Muhtıra, Dost modern darbeden sonra şimdi de bir filmi andıran görüntülerle Paralel darbeyi izledik. Kendi yarattıkları ve büyüttükleri, devlet kurumlarının içine elleri ile yerleştirdikleri dinci cemaat yapılanmasını, bu cemaatin başı olan eline eteğine kapandıkları Fethullah Gülen'i menfaatleri çelişince önce paralel sonra terörist olarak niteleyen hükümet şimdi sözde kendi canavarıyla mücadele ediyor. AKP’nin yarattığı görüntüye göre dinci bir terörist yapılanma yine dinci bir iktidara karşı darbe yapmaktadır.
Olay patlak verdiği andan itibaren Milleti sağduyuya ve soğukkanlı olmaya çağırması gereken cumhurbaşkanı, başbakan ve hükümet yetkilileri halkı sokağa çağırarak yaralı ve ölü sayısının artmasına sebep olmuşlardır. Sürekli küçük bir grup dedikleri yapının üzerine kolluk güçleri yerine halkı sürerek sivil vatandaşların ölümüne yol açılmıştır. Gece yarısı emriyle Camilerden anonslar yapılması ve selaların verilmesi sonucu din yine siyasete alet edilmiş, Cihad çağrısı ile sokağa çıkan bazı gruplar Allah-u Ekber diyerek, emir eri olan Mehmetçik'in IŞID yöntemi ile boğazını kesmiş, teslim olmaya çalışan onlarcasını kemerler ve tekmelerle döverek şehit etmiştir.
Dün akşam estirilen terörün gerçekte darbe girişimi olduğu da şaibelidir. Yaşadıklarımız bunun bir senaryo olduğunu bize düşündürtmektedir. Normal şartlarda bile faşist uygulamalardan çekinmeyen AKP iktidarının, her kaosu daha ağır faşist uygulamalara gerekçe yaptığını defalarca yaşadık ve gördük. AKP yöneticilerinin bu kaosu da kendilerine siyasi ranta çevirmeye çalıştığını yaptıkları son açıklamalar ortaya koymakta ve bizlerde bu kaygıları arttırmaktadır. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık yolunu açma senaryolarından biri olabileceği endişemizi koruduğumuzun da bilinmesini isteriz. Ayrıca bu darbe girişiminin 30 Ağustos 2016 da yüksek askeri şura öncesi olması çok manidardır.
AKP İktidarına sesleniyoruz. Halkımızın dini duygularını suiistimal ederek ülkemizi kaosa sürüklemekten vazgeçin. Bu ülke, bu halk yalnız değildir. Bu halk geçmişte olduğu gibi bugün de böylesine zor günlerde her türlü tehdide karşı bir bütün olacak, içten ve dıştan gelen gerici, bölücü, yıkıcı tehlikelere karşı, bağımsızlık ve ulus egemenliğine dayanan; laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni, üniter devlet yapısı içinde korumaya ve sonsuza kadar yaşatmaya devam edecektir.
Birleşik Kamu-İş hangi kanattan gelirse gelsin hatta sözde bile olsa asla hiç bir darbe teşebbüsünü onamaz, hoş görmez. Faşist, cuntacı yapılarla tabanından aldığı güçle meşru yollarla mücadele eder. Yurdun kuruluş ilkelerine, cumhuriyete, laik demokratik sosyal devlet yapısına, hukukun üstünlüğüne, üniter yapıya, evrensel insan haklarına ve özgürlüklere taraf olan örgütümüz Birleşik Kamu-İş; Emek mücadelesinin yanı sıra, halkın gerçek ve özgür iradesinin Türkiye Büyük Millet Meclisine en güçlü ve en güvenilir şekilde yansımasının mücadelesini de yürütmektedir.
Bu süreç içerisinde tüm üyelerimizi ve kamuoyunu sağduyulu olmaya davet ediyoruz.
YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE!
BİRLEŞİK KAMU-İŞ
MERKEZ YÖNETİM KURULU