"Yasaklar Ve Haklara Engeller, Ağır Psikolojik Şiddettir"
"14 Mart ve Önceki Örnekleri, "Toplumsal Mobbing-Bıktırı" Olarak Yorumluyorum ve Üzülerek Karşılıyorum" “
İçişleri Bakanlığına, Birbirimizi Kucaklayacak Bir Öneride Bulunuyorum
Şiddetsiz Toplum Derneği Başkanı Rıza Sümer, 14 Mart Tıp Bayramında, kendilerine yakışan yöntemlerle, günün anlamına uygun bir şekilde Atatürk Anıtına çelenk koymak ve ifade özgürlüğünü kullanmak isteyen tıp doktorlarına ve sağlık çalışanlarına karşı güvenlik güçlerinin yaptıkları sert davranışı yorumlayacak kelime bulamadığını, yasakların ve haklara getirilen engellerin, ağır bir psikolojik şiddet, "Toplumsal Mobbing-Bıktırı" olduğunu, tüm doktorları acıyan yüreklerinden ve alınlarından öptüğünü açıkladı.
Sümer, Taksim başta olmak üzere, hiçbir açık alan, şiddetsiz yöntemlerle ifade, düşünce ve görüşlerini paylaşma özgürlüklerini kullanmak isteyen yasal örgütlere kapatılmaması gerektiğini belirterek açıklamasını şöyle sürdürdü.
“14 Mart 2022 ve öncesindeki görüntüler, içimizi acıtmakta, hatta evim bildiğim Türkiye'm adına ürkütmekte ve korkutmaktadır. Tutumlar, yasaklamalar ve şiddet içeren davranışlar, karşıtlarımızı mutlu, yurtseverleri ve bu yurdun üstünde yaşayanları ailesinden sayanları mutsuz etmektedir.
İçişleri Bakanlığı’na, yüreği sevgi ve dostluk olarak şunları öneriyorum.
Bakanlık, gençlerin, insanların, çevreyi ve doğal ortamlarını korumak isteyen annelerin, kadınların karşısına polis ve jandarmayı çıkarmamalıdır. Kent içinde veya kırsal alanda, tüm toplanma, gösteri ve ifade özgürlüğünü kullananların karşısına değil, yanlarına, yüksek düzeyde, yetkili kamu görevlisini, siyasetçiyi göndermelidir. Ziyaret eder gibi, çiçeklerle…
Tehdit, gözaltı, itişmeler, yerlerde sürüklemeler, coplar, gazlar olmamalıdır. Diller konuşmalıdır, silahlar, araçlar, aletler değil. Diller, dost dili olmalıdır. İzin alınmamış veya bilgi verilmemişse, insanlar bilgilendirilmelidir, yasal işlemlere yönlendirilmelidir. Bu konudaki bilgi ve deneyim eksiklikleri anlayışla, hoşgörü ile karşılanmalıdır. Güvenlik birimlerine bilgi vermek ve gerektiğinde izin almak konusundaki bilgi eksiklikleri giderilmelidir. Onlara, güvenlik birimlerine bilgi verilmediği takdirde oluşabilecek şiddet tehlikeleri anlatılmalıdır. O insanların başka tehlikelere karşı sadece güvenlikleri sağlanmalıdır. O insanlar, gençler, kadınlar susturulmamalı, açıklamalarına izin verilmeli, konuşturulmalıdır.
Türkiye, haklarını ve özgürlüklerini şiddetsiz yöntemlerle kullanmak isteyen insanların katkısı ile, yasal eksiklikler yapılsa da, bu eksikliklerin yaratabileceği silahlı veya silahsız şiddet örneklerine karşı hızlı bir şekilde önlem alabilecek güçte bir devletin adıdır. Bu görev de İçişleri Bakanlığının merkez, il, ilçe, belde ve köy birimlerinindir. Bu birimleri yönetmek, şiddetsiz iletişim için, hedef kitlenin bilgi ve deneyimlerini artırmak, ayırımcılık yapmadan, ifade özgürlüğünün kullanılmasını baştan sona sabırla sağlamak, herkesin işine, okuluna, evine, yurduna sağlık, huzur ve umut içinde dönmesine katkıda bulunmak İçişleri Bakanlığını, örnek bir kamu kuruluşu haline getirir. Sadece yurt içinde değil, insan-polis çatışmasını izlediğimiz birçok ülkenin içinde bulunduğu uluslararası alanda da Türkiye’nin saygınlığını ve güvenirliğini artırır.
Türkiye, şiddete karşı şiddetsiz tepki kültürünü sağlayacak ve bunu dünyaya yayacak insan gücüne, bilimsel donanımlara ve gönüllü kahramanlara sahiptir. Bu kahramanları görmek isteyenlere, insana, hayvana ve çevreye yönelik şiddet çeşitlerine karşı şiddetsiz yöntemlerle tepki veren, umutla haykıran, gözyaşı döken annelere, kadınlara, babalara, dedelere, büyük babalara, yürüme engeli bulunanlara, gençlere, öğrencilere bakmalarını öneriyorum, öfkelenmeden duygularını yönetip bu yazıda yapmaya çalıştığım önerilerin değerini bilmelerini diliyorum.
Görülecektir ki, polis, jandarma, siyasetçi, kamu görevlisi, insanlar, kadınlar ve gençler, öğrenciler bir süre sonra, eylem, toplanma ve gösteri öncesi birbirlerini, tokalaşarak, hatta kucaklaşarak karşılayacaklar, o şekilde uğurlayacaklardır.
Haydi, Bakanımız Sayın Süleyman Soylu, Valilerimiz, Emniyet Müdürlerimiz, Jandarma Komutanlarımız, polislerimiz, askerlerimiz… Başlangıç olarak sizlere elimi uzatıyor, kucaklamak için kollarımı açıyorum…”