HER NE ARA İSE KENDİNDE ARA
Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından, Çankaya Belediyesi’nin Belediye Meclis kararı ile önerilen ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Belediye Meclisinde onaylanarak askıya çıkarılan ‘Çankaya İlçesi Bahçelievler, Yukarı Bahçelievler, Anıttepe, Maltepe, Yücetepe ve Mebusevleri Mahalleleri sınırlarında bulunan muhtelif sokak ve caddelerin “Ticaret yolu” olarak belirlenmesine’ ilişkin karar yargıya taşınmıştır. Söz konusu alanın Anıtkabir çevresinde yer alması nedeniyle detaylı açıklama yapılması ihtiyacı doğmuştur.
Meclis kararı ile Anıtkabir’i çevreleyen Bahçelievler, Yukarı Bahçelievler, Anıttepe, Maltepe, Yücetepe ve Mebusevleri mahallelerinde imar planlarına göre “konut alanı” olarak planlanmış bölgede zaman içerisinde oluşan konut altı ticaret birimleri uygulamalarının legal hale getirilmesi ve mevcut kullanımın sürdürülmesi amaçlanmaktadır. 4-5 katlı konut bölgesinde, sadece zemin katlarda değil, zemin kat, bodrum kat ve 1. katlarda içten bağlantılı olmak üzere 3 kata kadar ticaret (dükkân, kuaför, terzi, eczane, sağlık kabini, muayenehane ve lokanta, pastane gibi) yapılabilecektir.
Bu durum, günümüzde Çankaya’nın köklü ve eski yerleşim alanlarında yoğunlukla gördüğümüz, parsel bazında yık-yap şeklinde müteahhitler ile anlaşılarak gerçekleştirilen kentsel dönüşüm uygulamalarını teşvik eden, ticari birim oranını üç katına çıkararak kar payını artıran ve bölgenin dokusunu bütünüyle değiştirmeye yönlendiren bir uygulamaya kapı açmaktadır. Mevcut binalarda çok uzun yıllardan beri ikamet eden ve durumlarını korumak isteyen mülkiyet sahipleri rant peşindeki emlakçı ve müteahhitlerin tacizi ve pazarlık teklifleriyle karşı karşıya bırakılıp mağdur olabilecekleri bir sürecin içine itilmiş olacaklardır. Belirlenen ticaret yolu boyunca sadece zemin katlar değil, her binanın 3 kata kadar ticaret olabileceği, otopark yoğunluğu, görüntü ve gürültü kirliliği ile sosyal dokunun değişmesine neden olacak, ticari kullanımların ölçüsüz olarak artırılması ile sosyal donatı dengesini de bozacaktır.
Anıtkabir etkileşim geçiş sahası çok uzun süredir baskı altındadır.
Anıtkabir silueti ilkesiz ve saygısız uygulamalarla bozulmuştur, Anıtpark karşısından Beşevler’e kadar Anıtkabir boyunca park yasağı levhalarına rağmen araçların tek sıra halinde park etmesine göz yumulmaktadır. Anıtkabir sınırı şimdiden otopark olarak kullanılmaktadır. Başkent Hastanesi ile Anıtkabir gabarisi ihlal edilmiş ve hastaneye eklenen yeni binalarla oluşan yoğunluk sonucu adım adım baskılanan Anıtkabir etkileşim geçiş sahasının geleceğini tehdit etmektedir.
Anıtkabir ve çevresinde verilecek her kararın geniş ölçekte neden-sonuç ilişkisi kurularak değerlendirilmesi, kentleşme politikalarının gereğidir. Anıtkabir’i yakından etkileyen, Anıtkabir etkileşim geçiş sahasını baskılayan, ticaret yoğunluğu artışının önünü açan ve mevcut uygulamaları yasallaştıran meclis kararından vazgeçilmelidir. Anıtkabir’i çevreleyen mahallelere yönelik iş ve işlemler yalnız mülkiyet hakkı perspektifi ile imar yönetmeliği hükümlerine indirgenemez. Anıtkabir’in mekânsal açıdan da saygınlığını korumak ve yüceltmek, çevresindeki uygulamalarda da bu hassasiyetle yaklaşmak hepimizin görevidir. Gereken, yerin biricikliğine özgü olarak, katılımcı bir yöntemle, dokuyu koruyan karar süreçlerinin işletilmesidir.
Böylesi bir süreçte yapılması gereken hamaset değil süreci bilim ve teknik ile değerlendirmek ve Anıtkabir için koruyucu kentsel kararlar almaktır.
Tüm bu gerekçelerle, Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak meclis kararını yargıya taşıdığımızı bildirirken, kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü ve cumhuriyet değerlerinin kentsel simgeselliğini koruma sorumluluğumuzun altını bir kez daha çizerek kamuoyunun bilgisine sunuyor ve herkesi davaya müdahil olmaya davet ediyoruz.