HER NE ARA İSE KENDİNDE ARA
Koronavirüs (Covid-19) pandemisi nedeniyle; ülkemizde örgün eğitim-öğretime 16 Mart 2020 tarihi itibariyle ara verilmesi kararı alınmış, daha sonra bu ara, Bakanlık kararı ile 30 Nisan 2020’ye kadar, sonrasında 31 Mayıs tarihine kadar uzatılmıştır.
Yükseköğretimde dönemin kapanmasına dönük karardan 2019-2020 eğitim öğretim döneminde artık ilk ve orta dereceli okulların açılması imkânsız hale gelmiştir. Milli Eğitim Bakanlığı da bu konuda yeni düzenleme yaparak uzaktan eğitim- öğretim metodunu tercih etmiştir. Örgün eğitim imkânı ortadan kalkmıştır.
Bu durumda tüketicilerin özel okul ücretlerinin ve okul hizmetlerine bağlı olarak yürütülen hizmetlerin ücretlerinin de ödenmesi veya ödeme yapılmışsa iadesi konusunda Tüketici Hukuku ve Borçlar Hukuku bağlamında ilgili mevzuat incelendiğinde; eğitim ücreti, Yemek Ücreti, Takviye Kursu Ücreti, Yatakhane Ücreti, Etüt Ücreti ve Servis Ücreti konularında:
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘un ilgili maddeleri incelendiğinde; Amaç Madde 1” kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, …. hususları düzenlemektir”.
Tanımlar Madde 3- (1) Bu Kanunun uygulanmasında; l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,”
Temel İlkeler 4 Mad/ 2 Sözleşmede öngörülen koşullar, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemez. Ayrıca “3) Tüketiciden; kendisine sunulan mal veya hizmet kapsamında haklı olarak yapılmasını beklediği ve sözleşmeyi düzenleyenin yasal yükümlülükleri arasında yer alan edimler ile sözleşmeyi düzenleyenin kendi menfaati doğrultusunda yapmış olduğu masraflar için ek bir bedel talep edilemez…” hükmü ve Diğer hükümler Madde 83- (1) Bu Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde genel hükümler uygulanır denilmektedir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu açısından incelendiğinde; İfa imkânsızlığı Madde 136’da “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” olarak düzenlenmiştir.
Kısmi ifa imkânsızlığını düzenleyen madde 137 ise “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
Yine 138. Maddede Aşırı İfa Güçlüğü ile ilgili “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükümleri bulunmaktadır
T.C. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2012/9490 E. ve 2013/1612 K. sayılı kararında ise özetle: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 136. (818 Sayılı Borçlar Kanununun 117.) maddesinde borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borcun sona ereceği hükmü mevcuttur. Eğer sözleşmenin kurulmasından sonra ortaya çıkan ifa imkânsızlığı, doğa olayları, kamu makamlarının engellemeleri veya üçüncü kişinin eylemleri gibi önceden kestirilemeyecek, aşılamayacak zorlayıcı nedenlerle gerçekleşmişse borçlu rizikodan sorumlu tutulamaz. Borçlu, ifası imkânsızlaşmış borcundan kurtulmuş olur.” denilmektedir.
MEB tarafından düzenleme yapılış ise de kanunilik ilkesi geriye yürümeyeceğinde .
Yukarıda anılan kanun hükümleri ve Yargıtay kararı ışığında
Sonuç:
Özel okulların işletmeleri ile öğrenci velilerin arasında kurulan hizmet sözleşmesinin tüketici işlemi olduğu tespitle, konunun tüketici ve borçlar hukuku nezdinde ele alınması ve Küresel bir salgının olan Coronavirüs, mücbir sebep olması nedeniyle özel eğitim kurumlarının örgün eğitim imkanı kalmadığından;
Özel okulların ifa imkânsızlığı sebebiyle ücret iadesi yapmaları gereklidir. Ücret iadesi ise Öğrencinin örgün eğitime son verildiği 16 Mart 2020 tarihinden sonrasını kapsaması gerekmekte olup, özel okul, uzaktan eğitim yapıyorsa öğrenci/veli de bu hizmetten faydalanmak istiyorsa karşılıklı yeniden anlaşma yoluna gidilerek yeni bir sözleşme kurulmalıdır. Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayının günü gününe hesaplamasını yapılarak o döneme ait ücretler iade edilmelidir.
Örgün öğretimin yapılamaması nedeniyle, öğrencinin almadığı ve alamayacağı kesinleşen yemek hizmetlerin ücretleri tüketici/velilerden alınmamalı, alınmışsa; öğrencinin hizmet almadığı dönemler iade edilmelidir.
Takviye Kursu Ücreti; Uzaktan öğretim metodu kullanılmışsa, öğrenci velisi ile yeni bir sözleşme kurulmuş, birebir veya grup dersleri yapılmaktaysa bunun ücreti yapılan sözleşme hükümler gereği tespit edilerek iade-mahsup işlemi yapılmalıdır.
Yatakhane Ücreti; Tüm yurtlar boşaltırmıştır. İfa imkânsızlığı söz konusudur. Ücretin iade edilmesi gereklidir.
Servis Ücreti; İfa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Etüt Ücreti; Etüt eğitim-öğretim hizmeti yapılamadığından ifa imkânsızlığı söz konusudur. Geleceğe dönük ödeme yapılmaz. Varsa iade edilmelidir.
Kitap-Kırtasiye ve Kıyafet ücretinin kişiselleşmesi nedeniyle iade edilmemesi gerektiği 13.04.2021